23 Eylül 2008 Salı

İnsan

Kızıl eylülüm...

Doğduğum zaman, ait olduğum yer.

Ne karanlığın ne aydınlığın üstün gelebildiği

o günüm.

Siyaha yakın ama beyazı da inatla hep barındıran
içinde,

bir griyim.

Bir yıl daha mı olmuş?

Ölüme yaklaştığıma mı sevineyim ben,

ya da üzüleyim kendimden uzaklaştığım için...

İnsanım,

yaşamak için yaratıldığım yanılgısına kapılmışım

diğerleri gibi.

İnsanım, çünkü Havva'dan beri kırık kanatlarım

ve kapalı gözlerim gerçek olana.

Kolay ile doğru arasında seçim yapmak mı zorundayım?

Öyleyse, ben kolay olanım, çünkü ben insanım

ve bir yaratığım yaratandan önce.

Bir tanrıydım oysa, gün doğmadan önce.

Bir ruhum var, etten önce,

çünkü ben insanım,

bazen sanki gerçekten de var olduğumu sanırım.

Suçlayan gözlerin sancısı artar mütemadiyen,

acıyan gözler çevrilirken yaralarımın üzerinden.

Kanar ellerim, avuçlarım

camdan hayallerin kırıklarından.

Yumarım gözlerimi aynalara,

çünkü ben insanım,

en çok kendinden korkanım.

Hiç yorum yok: